Pazartesi, 08 Ocak 2024

İki haftada bir pazartesi günleri çevrimiçi olarak gerçekleştirdiğimiz WEC Mondays etkinliklerinde bu hafta Center on Global Energy Policy Araştırmacısı Dr. Tatiana Mitrova’yı ağırladık.

Dr. Mitrova “Küresel jeopolitik düzenin dönüşümünün enerji güvenliği ve uluslararası enerji ticareti ve piyasaları üzerindeki etkileri” konulu sunumunda şunlara değindi:

 

 

  • Günümüzde jeopolitik dönüşümün yeni bir aşaması yükselişe geçmektedir. Uluslararasılaşmış çatışmalar 2004’ten bu yana dokuz kat artmıştır. Jeopolitik gerilimler, şu anda dünyanın birçok yerinde gördüğümüz proaktif askeri çatışmalara dönüşmekle birlikte, Rusya-Ukrayna savaşı, son 80 yılda Avrasya’da yaşanan en büyük askeri çatışma olarak kabul edilmektedir. Orta Doğu’daki büyük ölçekli askeri çatışmalar, Afganistan, Myanmar, Kongo Cumhuriyeti ve diğer birçok devletteki iç savaşlar, giderek çok kutuplu hale gelen bir dünyada çatışma dinamiklerinde bir değişimin sinyalini açıkça vermektedir.

 

  • Sonuç olarak, enerji sektörü benzeri görülmemiş olumsuzluklarla karşı karşıyadır. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez, askeri çatışmalar sırasında kritik enerji altyapıları hedef alınmıştır. Kuzey Akım ve Baltık Boru Hattı patlamaları bu tür olaylara sadece birkaç örnektir ve 2024’te daha kritik enerji sabotajları beklenmektedir.

 

 

  • Askeri çatışmalar yeni gerçekliğimizin bir parçası haline geldikçe, bu yeni paradigmada enerji güvenliğini yeniden oluşturmamız gerekecektir. Olması beklenen enerji güvenliği tanımı, uygun fiyatlı enerji altyapısı, enerji güvenilirliği ve dayanıklılığı ile sınırlı kalmamalı, dünyada artan askeri çatışmaları da göz önüne alarak siber güvenlik ve enerji altyapılarının fiziksel güvenliğini de öncelemelidir.

 

  • Günümüzde eski yaptırım mekanizmaları artık etkili bulunmamaktadır. İşgalden sonra uygulanan şimdiye kadarki en katı yaptırımlara rağmen Rusya, enerji ihracatını daha “dost” bölgelere yönlendirerek yaptırımların zararlarını en aza indirme konusunda oldukça başarılı olmuştur. Rusya, Birçok Avrupa ekonomisinden daha iyi bir gelişme göstererek ekonomisini 2023’te yıllık bazda %3 artırmıştır. Bu durum eski yaptırım mekanizmasının yeni jeopolitik paradigmadaki etkisizliğini bir kez daha doğrulamaktadır.

 

 

  • Sonuç olarak, dünya enerji piyasası bu yeni jeopolitik düzen nedeniyle daha parçalı ve çok daha az şeffaf hale gelecektir. Yaptırım uygulanan devletler misilleme yapmak için daha fazla gölge piyasa ve dolar dışı ödeme yolları arayacak ve bu da küresel enerji piyasasında daha fazla belirsizliğe neden olacaktır. Yaptırım uygulanan devletleri daha fazla yaptırımdan korumak için ticaretin kesin fiyatı ve hacmi gizli tutulmaktadır. Nispeten şeffaf ve küresel olan enerji piyasası zamanla daha az şeffaf ve daha lokalize hale gelecektir.

 

  • Bu daha değişken ve daha az şeffaf küresel enerji piyasasından en fazla zarar görmesi beklenen küresel güneyin en yoksul ülkeleri olacaktır Soğuk savaş zamanlarıyla karşılaştırıldığında bu ülkeler rakip güçlerin oyun alanı haline gelmiş bulunmaktadır.1970’lerin aksine bugün yeni güç paradigmasını karmaşıklaştırma potansiyeli taşıyan büyük bir güç olan Çin’le karşı karşıyayız.

 

 

  • Yeni jeopolitik düzen aynı zamanda çok sayıda enerji dönüşüm yolunun da kapısını açmaktadır. Ülkeler coğrafi avantajlarına, ekonomik geçmişlerine ve politika tercihlerine bağlı olarak kendi dönüşüm yollarını geliştirmektedir.

 

  • Bununla birlikte, daha şeffaf olmayan, istikrarsız, parçalanmış bir küresel enerji piyasasında bu riskleri yönetecek çalışan küresel mekanizmaların bulunmamasından dolayı enerji güvenliği ile ilgili daha fazla riskle karşılaşacağız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diğer İçerikler