Son birkaç haftada, iki önemli iklim raporu yayınlandı. Bunlar: Dördüncü Ulusal İklim Değerlendirmesi (NCA4) ve 2018 BM Emisyon Açığı Raporu. Her iki çalışma da dünya atmosferindeki sera gazı emisyonu (GHG) derişimlerinin artması risklerini ve bu eğilimlerin devam etmesi durumunda olası sonuçları vurguluyor. Isınan bir dünyanın yarattığı tehditler, yalnızca ekonominin iklime bağımlı sektörleri (mahsuller, hayvancılık ve küresel balıkçılık) için tehlikeli değil, aynı zamanda küresel güvenlik için de tehlikeli. Trump Yönetimi Pentagon, iklim değişikliğine “tehdit çarpanı” diyor, çünkü bu tehditler önceden var olan toplumsal stres faktörlerini kötüleştiriyor. Devletin çöküşünün, mülteci akımının ve iklim değişikliğine atfedilebilen yiyecek ve su dahil temel kaynaklar üzerindeki çatışmaların örnekleri çoktan incelendi. Ancak, iklim değişikliğiyle mücadele kolay ya da ucuz olmayacak. Bir buhar motorunun devrinden beri, küresel ekonomi, dünyadaki araçlara güç sağlayan petrolden şehirlerimizi aydınlatan kömür ve doğalgaza kadar, fosil yakıtlarla ayrılmaz bir şekilde bağlanmıştır. Bu, daha temiz alternatiflere geçişin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekeceği anlamına geliyor. Forbes