Açık deniz rüzgarı, büyük petrol şirketlerinin küresel enerji dönüşüm planlarında önemli bir rol oynayacak. Equinor ve Shell gibi bazı Avrupalı petrol devleri birkaç yıldır bu yolda. Bununla birlikte, diğer Avrupalı büyük petrol şirketleri, yakın zamanda, onları önümüzdeki on yıllarda dönüştürecek olan stratejik yönde radikal değişiklikleri benimsedi.
Açık deniz rüzgarı, çeşitli nedenlerle büyük petrol şirketleri için bariz bir seçimdir. Birincisi, açık deniz rüzgar sektörü büyük bir büyüme potansiyeline sahiptir. Açık deniz rüzgârında kurulu kapasitenin önümüzdeki on yılda altı kat artarak yaklaşık 200 gigawatt’a (GW) çıkacağı ve hükümet hedeflerinin bundan daha da yüksek olacağı tahmin ediliyor. Sektörün nihai potansiyeli çok daha büyük ve geliştirme projeleri toplam kapasitesinin şu anda 400 GW’ın üzerinde olduğu tahmin ediliyor. İkinci olarak, büyük açık deniz petrol ve gaz projelerinin operasyonlarını yönetme ve geliştirme deneyimiyle açık deniz rüzgar enerjisinde bariz bir örtüşme var. Büyük petrol şirketleri, değer yaratmak için tedarik zinciri güç sinerjilerini petrol ve gaz operasyonları ve mevcut proje yönetimi deneyimlerini bu alanda kullanabilirler. Son olarak, açık deniz rüzgarı, ortaya çıkan yeni enerji teknolojileri içinde ek büyüme için yollar sağlar. Şu anda herkesin dilinde olan açık olan yeşil hidrojen gibi.
Operasyonel ve pazarlama sinerjileri, coğrafi erişim, ortaklık deneyimi, finansal güç ve teknoloji liderliği yoluyla petrol devleri rekabet avantajı elde etmeye çalışacaklar. Ancak, her şirket rekabet avantajı alanlarına odaklandıkça stratejilerin farklılaşacağını belirtmekte fayda var. Örneğin, Equinor bir geliştirici olarak liderliği hedeflerken, Shell en çok pazar odaklı olarak öne çıkıyor.
Kaynak: “Why Are Oil Majors Investing In Offshore Wind?”, Forbes
İndirmek için tıklayın