İklim değişimi ile mücadele Biden Yönetimi’nin Çin ile yeniden etkileşim sağlaması için gerekli katalizör olabilir. ABD-Çin ilişkileri temel ulusal güvenlik meseleleri sebebiyle düşük bir seviyede seyrediyor. Trump, ABD teknolojilerinin haksız şekilde alınması ve ticari eşitsizlikler gibi sebeplerle Çin ile çekişmeli bir ilişki sürdürdü. Biden’ın ise teknoloji transferi ve fikri mülkiyet hırsızlığı gibi noktalarda sert duruşu korumakla birlikte ticaret savaşı yerine daha diplomatik yöntemler izlemesi bekleniyor.
Biden Yönetimi iklimi temel politika hedeflerinden biri olarak lanse etmişti. Biden, Paris İklim Anlaşması’na yeniden katılacağı taahhüdünde bulundu ve ayrıca bu alanda çalışan kişileri içeren kritik atamalar da yaptı. İklim ile ilgili hususların önemli bir kısmı Senato’nun dahil olmasını gerektirmeyen uluslararası anlaşmalardan kaynaklanıyor ancak Ocak ayınca Georgia’da yapılacak seçimlerden sonra Kongre’deki ikilemin devam etmesi durumunda Biden’ın Cumhuriyetçi bir Senato ile birlikte iklim hedeflerini gerçekleştirmesi zorlaşabilir.
IHS Markit başkan yardımcısı Daniel Yergin, iklimin Biden’in başkan yardımcısı olduğu Obama yönetimi ile Çin arasında uzlaşılan noktalardan birisi olduğunu belirtti. Çin ve ABD’nin sırasıyla %29 ve %15’lik oranlar ile karbon emisyonunun en büyük sorumluları olduğunu vurgulayan Yergin, iklimin önemli bir uzlaşı alanı olduğunu ifade etti. Trump döneminde hedef geleneksel fosil enerjide ABD’yi lider yapmaktı ancak Biden döneminde bu değişecek gibi görünüyor. Uzmanlar gümrük vergilerinden fedakarlık yapılarak, iklim konusu da öncelikte tutularak Çin ile halihazırda çözülmemiş bazı sorunların çözülebileceğini belirtiyorlar. ABD, Çin’in en büyük üretici olduğu güneş enerjisi gibi alternatif temiz enerji kaynaklarına de yöneliyor. Bütün bunlar hem ilişkileri hem de ticareti etkileyebilir.
Kaynak: “Climate change may help the U.S. and China find common ground under a Biden administration”, CNBC
İndirmek için tıklayın