OPEC ülkelerinin geçtiğimiz on yılda enerji tüketimindeki toplam artış, Çin’in enerji tüketimindeki artıştan az kaldı. Geçtiğimiz 10 yılda Çin’in enerji tüketimi %45 arttı. Çin yüksek oranda fosil yakıt tüketimine görünür gelecekte bağımlı olmaya devam edecek. Halihazırda Çin dünyanın en büyük petrol ve gaz ithalatçısı, en büyük kömür tüketicisi. Çin 1993 yılından bu yana petrol ithalatçısı ve 2017 yılından bu yana da dünyanın en büyük petrol ithalatçısı.
Çin’in elektrik tüketimi, 2000 yılından 2020 yılına kadar 5 kat arttı. 2010-2020 döneminde talep artışında bir yavaşlama olmuş olsa da hala senelik %7’nin üzerinde. Çin, 2007 yılında ürettiği elektriğin %81’ini kömürden elde ediyordu. Bu oran 2019’da %66’ya düştü. Doğalgazın elektrik üretimindeki payı ise %3,2.
Hali hazırda küresel sera gazının %27’sini Çin oluşturuyor. 2000-2019 arasında, Çin 493GW kapasitede kömür santralini devreye soktu. Özellikle Paris Anlaşması’nın yarattığı küresel baskıdan dolayı Çin içerde daha fazla kömür santrali inşa edip etmemeyi tartışırken, dışarda kömür santralleri inşa etmeye devam ediyor. Dünyada inşa edilen bütün kömür kaynaklı santrallerin %25’ini Çin yapıyor ya da finanse ediyor. Dahası, bu santrallerin %23’ü az gelişmiş ve çok kirlilik yaratan eski kömür teknolojileri kullanılarak yapılıyor.
Yenilenebilir enerji teknolojilerinde de Çin küresel liderliği elinde tutuyor. Dünyada güneş enerjisi teknolojileri ve ürünleri üreten en büyük 10 küresel şirketin 7’si Çinli. 2010-2020 arasında küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin %36’sını Çin oluşturdu. 2017 yılında küresel rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin %45’i Çin’de kuruldu. Bütün bu kapasite artışına rağmen, bugün Çin tükettiği enerjinin %8,5’unu rüzgar ve güneş enerjisinden temin diyor. Bu yıl Çin, güneş enerjisi yatırımlarına sağladığı sübvansiyonu %50 azalttı. Deniz üstü rüzgar enerjisi yatırımlarına sağladığı sübvansiyonun tamamını sonlandırdı.
Kaynak: “China has become the center of gravity for global energy markets”, brookings.edu
İndirmek için tıklayın