Hepimiz fosil yakıtları tüketmenin bazı negatif sonuçlarını biliyoruz. Emisyonlar ve hava kirliliği başta geliyor. Fosil yakıtlardan temiz enerji kaynaklarına dönüşün gerçekleştiği bu süreçte bunun bazı risklerini de göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
2 nokta çok önemli: Ölçek ve güvenilirlik. Birçok insan fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı hafife alıyor. BP’nin 2019 Yılı Raporu’na göre, 219 yılında ABD’nin enerji ihtiyacının %83,3’u fosil yakıtlardan sağlandı. Nükleer enerji %8, hidro dahil yenilenebilir enerji kaynakları ise ABD’nin enerji ihtiyacının 2019’da %8,7’sini karşıladı. Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki kapasite büyümesi dünya genelinde hızlı olsa da fosil yakıtlardan temin ettiğimiz enerji miktarı ciddi manada azalmıyor. ABD’de hala fosil yakıtların kullanım oranı yüksek ve az da olsa yükselmeye devam ediyor.
ABD’de geçtiğimiz on yılda kömür tüketimi azalıyor, dünya genelinde de elektrik üretimi için kömür yerini doğal gaza bırakıyor. Bu doğrultuda kömür tüketimi geçtiğimiz on yılda ABD’de azalması ile beraber doğal gaz tüketimi %40 artmış durumda. Gelecekte bir zamanda yenilenebilir enerjinin büyük ölçüde fosil yakıtların yerini ikame edeceğini inanıyorum, fakat bunu çok hızlı gerçekleştirmeye çalışmanın beklenmedik ciddi sonuçları olacağına da inanıyorum. Önümüzdeki on yılda hala çok ciddi oranda petrol tüketimine bağımlı olacağız. Kaliforniya, ABD’de yenilenebilir enerjinin en hızlı şekilde geliştiği eyaletlerin başında gelir. Elektrikli araçlar konusunda da oldukça hızlı bir gelişme söz konusu fakat Kaliforniya’nın ithal petrol bağımlılığı son 20 yılda 3 katı arttı. Kaliforniya tükettiği petrolün yarısından fazlası için OPEC ülkelerine bağımlı durumda. Eğer fosil yakıt tüketimini azaltmaya çalışırsak ve bunun yerini yenilenebilir enerji ile hızlı bir şekilde ve aynı büyüklükte ikame edemezsek bu bizi geçmişte olduğu gibi petrolde dışa bağımlı hale getirebilir.
Kaynak: “The Inherent Risks In President Biden’s Energy Plan”, Forbes
İndirmek için tıklayın