Avustralya’nın nihayet net sıfır hedefi var. Yasaya tabi olmasa bile, bu, bir sinyal olarak önemlidir. Etkili bir şekilde iki taraflı, Avustralya’nın iklim politikasında nadir ve değerli bir şey olacak bu.
Tabii ki uzun vadeli hedef, Avustralya’yı şu anda düşük karbonlu bir yola sokmak için pek bir şey yapılmadığı gerçeğinden saptırmak için kullanılabilir.
Avustralya nasıl net sıfır olabilir? Teknik olarak cevap uzun zamandır oldukça açık. Değişen şey, daha düşük ve daha düşük maliyetle daha fazla sıfır emisyon seçeneğinin mevcut olmasıdır. Görev şimdi sadece beş yıl önce olacağını düşündüğümüzden daha kolay.
Net sıfır hedefi elektrik arzında temiz enerjiye tam bir geçişle başlar. Avustralya’da, geleceğin uygun maliyetli elektrik sistemi, bataryalarda ve pompaj depolamalı hidroelektrik santrallerde enerji depolaması ve gerektiğinde ara sıra kullanıma hazır gaz santralleri ile güneş ve rüzgar enerjisinin bir karışımı olacaktır. Bu, bize düşük işletme maliyetleriyle sıfır emisyon gücü sağlayacak devasa yatırımlar anlamına geliyor. İçinde bulunduğumuz on yıldaki görev, bu yatırımları temiz enerji geleceği için harekete geçirmektir.
Avustralya’da, şu anda büyük ölçüde ticari kararlarla yönlendirilen rekor miktarda güneş ve rüzgar kuruluyor. Sürecin hızlandırılması gerekiyor. Kalan kömür santrallerinin planlı ve hızlandırılmış olarak hizmetten çıkarılması ve yeni iletim hatlarının hızla inşası dahil olmak üzere elektrik piyasasında reforma ihtiyacımız var.
Karbon yakalama ve depolamaya sahip yeni tesisler çok daha pahalı olacağından bu süreçte önemli rolü olmayacaktır. Diğer teknolojilerin bir rol oynaması mümkündür, ancak şu anda satın alınabilirlik için yenilenebilir enerjiyle eşleşen başka hiçbir şey yok. Yenilenebilir enerjinin daha sınırlı olduğu ülkelerde nükleerin rolü vardır. Nükleer enerjinin Avustralya’da ekonomik olarak uygulanabilir olması için, maliyetteki dramatik bir düşüşe ihtiyaç vardır.
Geleceğin şebekesi, yerel güç kaynaklarına, özellikle güneş panellerine ve küçük ölçekli depolamaya daha fazla odaklanacak ve bu itibarla çok fazla merkezi olmayacaktır. Buna elektrikli arabalar da dahildir: toplu olarak, araba sahibi halk, sistemi araçtan şebekeye şarj etme yoluyla destekleyebilecek tekerlekler üzerinde devasa bir batarya kapasitesi oluşturacaktır.
Küçük taşıtlarda elektrikli seçenekler kullanılırken ağır taşımacılıkta yenilenebilir kökenli hidrojen kullanılacaktır. Endüstride bu, bir ısı kaynağı olarak elektriğe geçiş ve enerji hammaddesi olarak temiz hidrojenin kullanılması anlamına gelecektir. Binalarda elektrikli ısı pompaları ve indüksiyon ocakları olacaktır. Bunların çoğu şu veya bu türden politika desteğine ihtiyaç duyacaktır. Karbon emisyonları üzerine fiyatlandırma, endüstriden başlayarak politikaların önemli bir parçası olacaktır. Karbon yakalama ve depolama, alternatiflerin olmadığı veya en ucuz olduğu belirli durumlarda büyük olasılıkla niş bir role sahip olacaktır. Çimento üretimi bir örnektir. Bazı durumlarda, yakalanan karbon malzeme olarak kullanılabilecektir. Bunların ardından, Avustralya’daki sera gazı emisyonlarının yaklaşık %14’ünü oluşturan tarım sektörü ele alınmalıdır. Tarımsal uygulamalarda iyileştirmeler ve kısa vadede küresel ısınmayı tetikleyen ağır metan yayıcıları olan hayvancılıkla ilgili tedbirlerle bu sektörde yol alınabilir.
Peki hükümetin net sıfır “planı”nın önemli olan tek şey olarak gösterdiği yeni teknolojilere duyulan ihtiyaç tüm bunların neresinde? Birkaç özel alanda yeni teknolojilere ihtiyaç duyulacak. Ancak yolculuğun ezici kısmı, şu anda kullanımda olan teknolojiler kullanılarak yapılabilir ve yapılacaktır.
Asıl mesele mevcut teknolojileri hızlı bir şekilde ölçeklendirme meselesidir. Gelecekteki bazı teknolojilerle önceden plan yapmalıyız, ancak yeni teknolojileri beklememize gerek yok.
Bazı sera gazı emisyonları kalacaktır. Ve bu sorun değil çünkü atmosferden karbondioksit çekilerek telafi edileceklerdir.
Fotosentez, örneğin marjinal otlakların yeniden bitkilendirilmesi ve ayrıca tarım topraklarının daha iyi yönetimi yoluyla havadan karbondioksit almanın mükemmel bir yoludur. Ancak herhangi bir arazi alanı sonunda karbon doygunluk noktasına ulaşır, bu nedenle bu sonsuza kadar bir seçenek değildir. İşte burada teknolojik araçlarla karbondioksit giderme devreye giriyor. Doğrudan havadan karbondioksit yakalama ve diğer bazı teknolojileri içeriyor. Bu seçenekler maliyetli ve enerji yoğundur. Ancak araştırma ve deneyimle maliyetleri düşecek ve yenilenebilir enerji ile güçlendirileceklerdir.
Bu kıta, büyük ölçekte karbondioksit giderimi yapmak için ön şartlara sahiptir. Avustralya net negatif emisyon ekonomisi haline bile gelebilir. Bu, yenilenebilir enerji kullanılarak yapılan enerji ve enerji yoğun ürünlerin yanı sıra emisyon giderme hizmetlerinin de ihracatçısı olması anlamına gelecektir.
Avustralya’nın net sıfıra geçişteki fırsatlarını ve baskı noktalarını anlamak için açık, kapsayıcı ve özgün bir sürece ihtiyacımız var. Gerçekten paylaşılan bir anlayış oluşturmaya izin veren ve siyaseti uzun vadeli ulusal strateji hakkındaki müzakerelerden uzak tutan bir yaklaşım olacaktır bu. Uzun vadeli bir emisyon stratejisi için gerçek bir süreci devreye sokmak, hangi taraf kazanırsa kazansın bir sonraki federal hükümet için bir şanstır.
Kaynak: “Australia could become a net negative emissions economy. The technology already exists”, The Guardian
İndirmek için tıklayın