Demir cevheri, kömür ve doğal gaz gibi hammaddelere duyulan doyumsuz iştah, 1990’ların başından beri ekonomiyi canlandırdı. Son zamanlarda, Çin ve Avustralya arasındaki siyasi gerilimler, ekonomik ve politik ilişkilerin kötüleştiği bir kısır döngüye yol açtı. En son gelişme, Pekin’in Avustralya’dan LNG ithalatını azaltma isteği oldu.

İki ülke, en azından kağıt üzerinde yüksek düzeyde bir ekonomik tamamlayıcılığa sahiptir. Büyüyen Çin ekonomisi, Avustralya şirketlerinin rekabetçi fiyatlar karşılığında üretebilecekleri çok miktarda hammaddeye ihtiyaç duyuyor. İstikrarlı siyasi ilişkileri sürdürme zorluğu olmasaydı, ülkeler arasındaki ticaret, ekonomik iş birliğinin bir ders kitabı örneği olurdu.

Ancak Kanberra, Asya ülkesinin otoriter siyasi sistemi nedeniyle korktuğu Pekin’in artan etkisine karşı temkinli hale geldi. Çin sistemindeki bilgi akışının kısıtlayıcı doğası ve yeni koronavirüsün zamanında yayılmasını ele alamaması, Kanberra’nın hastalığın kökenlerine ilişkin uluslararası bir soruşturma başlatmasının sebebiydi. Pekin, Avustralya’nın Başkan Trump’ın emirlerini yerine getirmek ve ülkelerin ilişkilerine ‘onarılamayacak şekilde’ zarar vermekle suçladığı iddialı tavrından hoşnut değildi. Geçen yıl Çin, arpa ve şarap gibi belirli Avustralya ürünlerini yasaklayarak misilleme yaptı. Liste daha sonra çok daha önemli bir ihracat ürünü olan kömürle genişletildi. Çinli ithalatçılar, Avustralya’dan gelen kömürü Endonezya ve Rusya’dan gelen tedariklerle ikame etmeye çalışıyor.

Yakın zamanda Pekin, Kanberra karşısındaki çıkarlarını savunabileceği başka bir ‘araç’ buldu. Avustralya LNG sektörü, son on yılda dikkate değer bir büyüme dönemi geçirdi. Üretimdeki artış, dünyanın en büyük üreticisi olarak Katar’ı bile tahttan indirdi. Kötüleşen siyasi ilişkilere rağmen doğal gaza yönelik enerji ticareti yükselişte. Çinli alıcılar, Avustralya’daki üreticilerden rekor miktarda ithalat yapıyor. Ancak bir fırtına yaklaşıyor. Geçen hafta Pekin resmi bir ekonomik diyalog mekanizmasını askıya aldı ve Avustralya’dan yeni kargo alımına ilişkin bir uyarı yayınladı. Mesaj, Çin’in toplam LNG talebinin sadece yüzde 11’ini karşılayan iki küçük ikinci kademe ithalatçıya yönelik olmasına rağmen, daha fazlasının geleceğini açıkça gösteriyor. İthalatın kalan yüzde 90’ı devlete ait şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. Pekin, rakiplerinden yeterli miktarda hacim alma fırsatını gördüğü anda tam bir yasak getirebilir.

Siyasi gerginlikler yakın zamanda azalmayacağından, bunlar Avustralya’nın LNG sektörü için kötü işaretler. Bu, ekonomik iş birliğinin Çin çıkarlarına daha dost ve sesi daha az olan ülkelere doğru yeniden yönlendirilmesine yol açabilir. Kanberra’nın da kımıldama ihtimali bile yok. Oil Price

Diğer İçerikler