Ağustos ayında Başkan Joe Biden, 2030’da satılan tüm yeni araçların yarısını (bataryalı elektrikli, yakıt hücreli ve plug-in hibrit araçlar) elektrikli araç yapmayı amaçlayan bir yürütme emri çıkarmıştı. Hareket, Biden’ın iklim değişikliğiyle mücadele planının bir parçasıydı ve otomobil ve kamyonlardan kaynaklanan emisyonlarının azaltılmasını hedefliyordu.

Şaşırtıcı bir şekilde, Detroit’in önde gelen üç otomobil üreticisi General Motors, Ford ve Chrysler ana şirketi Stellantis NV Biden’ın iddialı planını destekleyen ortak bir bildiri yayınladı.

2020’de elektrikli araçların tüm yeni araç satışlarının yalnızca % 1,7’sini oluşturduğu gerçeğine aldırmayın. Bu arada Biden’ın 1 trilyon dolarlık yeni altyapı tasarısı, ulusal bir şarj istasyonu ağı kurmak için yalnızca 7,5 milyar dolarlık federal hibe sağlıyor. Biden ülke genelinde 500.000 şarj istasyonu inşa etme sözü vermişti.

Ancak görünen o ki EV devrimi kimseyi beklemiyor.

Kore Otomotiv Teknolojisi Enstitüsü (KAII) tarafından hazırlanan bir rapora göre, küresel EV satışları 2021’in ilk üç çeyreğinde 3 milyon adedi aştı. BloombergNEF daha da iyimser ve bu yıl küresel elektrikli binek araç satışlarının 5,6 milyon adede ulaşmasını bekliyor, bu da yeni araç satışlarının %8’lik kısmına denk geliyor.

Çin, bu dönemde ülkede satılan 1,76 milyon adet ile açık ara en büyük elektrikli araç alıcısı olmaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri 272.554 adet ile ikinci sırada geliyor ve onu 243.892 adet ile Almanya takip ediyor; Birleşik Krallık 131.832 adet; Fransa 114.836 adet ve Norveç 84.428 adet ilke takip eden diğer ülkeler.

Elektrikli araç (EV) satışları, Çin’deki yeni araç satışlarının %9,4’ünü oluştururken, ABD’de yalnızca %2,3’ünü oluşturdu. Şirket bazında Tesla Inc. 625.624 adet ile en popüler model olmaya devam ediyor; onu Çin’in SAIC Motor 413.037 adet, Volkswagen 287.852 adet ve Çin’in BYD Corp. 189.751 adet ile takip ediyor.

Peki EV devrimi fosil yakıt sektörü için ne kadar tehdit oluşturuyor? IHS Markit’ten bir rapor, geçen yıl, EV ve yakıt hücreli araçların toplu olarak günde yaklaşık 370.000 varil küresel petrol tüketiminin yerini aldığını gösteriyor. Bu rakam 2025 yılına kadar günde 1,5 milyon varile çıkacak. Bu miktar öngörülen toplam dünya petrol talebi seviyesinin yaklaşık %1,4’üne tekabül etmektedir. Uzun vadeli petrol yatırımcıları için bu, çok önemli bir miktar değil.

Ulaşım sektörünün toplam GHG emisyonlarının %21’ini oluşturduğu düşünüldüğünde, Amerika’nın araçlarının elektrifikasyonu iklim değişikliğiyle mücadelenin kritik bir parçasıdır. Ama değişim yeterince hızlı gerçekleşmiyor. Bloomberg New Energy Finance (BNEF), elektrikli araçların 2030 yılına kadar küresel filonun ~%8’ini oluşturacağını ve 2040 yılına kadar küresel filonun %31’ine ulaşacağını tahmin ediyor. Elektrikli araç satışları, tüm yeni araç satışlarının %60’ına ulaşacak.

American Petroleum Institute’un baş ekonomisti Dean Foreman’ın esprili bir şekilde söylediği gibi: “EV’ler, sıvı yakıtlar için geleneksel pazar payını kapabilir ancak bu, büyük ölçüde gelişmiş bir ekonomi veya zengin ülkelerin sorunu olacaktır.”

BNEF, karayolu akaryakıt talebinin 2027’de zirve yapacağını, ancak ilerlemelerin etkisinin somut olarak hissedilmesinin bir on yıl daha alacağını tahmin ediyor. Emisyonlar 2050 yılına kadar neredeyse yarıya inecek, ancak sektör hala net sıfıra yakın olmayacak. En iyi senaryoda, 2050’lerde fosil kaynaklı karayolu yakıt talebi, 1970’lerin başında görülen seviyelerin altına düşecek. Bu durumda, petrolle ilgili emisyonlar, 2019’da neredeyse 6,5 Gt’den 2050’ye kadar 3,4 gigaton CO2’ye düşecek. Bununla birlikte, en son EV raporu, ICE’lerden (içten yanmalı motorlu araç) EV’lere geçişin beklenenden daha hızlı gerçekleştiğini ve yakında petrol ve gaz sektörü için yeni bir düşüş öngörüsü ortaya çıkarabileceğini öne sürüyor.

Kaynak: “Should The Oil Market Be Worried About Skyrocketing EV Sales?”, Oil Price

İndirmek için tıklayın

Diğer İçerikler